Hazreti Muhammed'in Felsefesi
Cemil SENA -
Yayınevi:
Remzi Kitabevi
İstanbul-1989
Alttaki bilgiler:Doç.Dr. M.Atilla Öner'in
http://www.maoner.com/2011_02_hadislerde_bilim.htm sayfasından
alınmıştır.
HADİSLERDE
BİLİM
-
Bilgin meclisinde bulunmak, bin bir rekât namazdan, bin hastayı ziyaretten
ve bin cenazede bulunmaktan daha erdeme uygundur.
Bir
kabilenin mahvolması, bir bilginin ölmesinden ehvendir.
Bir
kimsenin bilim bölümlerinden bir bölüm öğrenmiş olması, Ebu Kays dağı kadar
altını olup da onu Tanrı yolunda nafaka ve sadaka olarak sarf etmesinden
daha hayırlıdır.
Yüce Tanrı’nın cehennem azabından azat ettiği kullarına bakmak isteyenler,
bilim elde edenlere bakmalıdır.
Beşikten mezara kadar bilimi isteyiniz.
Bilgelik, bizim kaybettiğimiz malımızdır; onu bulduğumuz yerde alırız.
Bilginin ibadet edenden üstünlüğü, benim en âdiniz üzerinde olan üstünlüğüm
gibidir; bilim ya farz-ı ayn, ya da farz-ı kifayedir ve bilim, nafile
namazdan daha değerlidir.
Kur’an ancak bilimle yarar sağlar.
Bir
saat bilim müzakeresinde bulunmak, yetmiş yıl nafile ibadetten hayırlıdır.
Bilimi, Çin’de de olsa arayınız.
Bilginlerin mürekkebi, şehitlerin kanıyla tartıldı da ondan ağır geldi.
Bilginlere ikram ediniz; onlara kim ikram ederse, Tanrı ve elçisine ikram
etmiş olur.
Bilim kaldırılmadan önce öğreniniz; zira her biriniz, yanındakine ne zaman
muhtaç olacağını bilmez.
Kıyamet gününde halktan en çok azap çekecek olan, bilimiyle çıkar (menfaat)
vermemiş olan bilgindir.
Bilimden istediğinizi öğrenin; fakat onunla amel etmedikçe, vallahi bilim
toplama zorunda değilsiniz.
Bilginler, yeryüzünün ışıkları, peygamberlerin halifeleridir; benim ve
peygamberlerin mirasçılarıdır.
Tanrı bir yolu meslek edinip ondan bilim isteyen kimseye, cennet yollarından
birini meslek ettirir ve melekler, bilim isteyene, sanatından hoşlandıkları
için kanatlarını gererler.
|