İş Kazasında Hapis Cezası

29.04.2013  (muhasebeTurk/ 'dan alinmistir)

Kamuoyunda hukukî ve ekonomik boyutlarıyla iş kazalarının derinlemesine analizi bilinci henüz yeterince gelişmiş değil.

Ancak 6331 sayılı İş Sağlığı ve Güvenliği Yasası'nın uygulama sürecinin böyle bir oluşum sağlayacağını ve giderek gelişeceğini umuyorum. Ve böylece de iş kazalarının azalması hakkındaki gayretler de ciddi sonuçlar vermeye başlayacaktır. Unutulmamalıdır ki, iş kazalarını önlemek, ödemekten daha ucuz ve insancıl bir davranıştır. Günümüzdeki bilimsel ve teknolojik gelişmelerin sağladığı imkânlar kullanılarak işyerlerindeki tehlike ve risklerin giderilmesi, sağlıklı ve güvenli işyerleri oluşturularak iş kazalarının önlenmesi mümkündür.
Bilindiği üzere, iş kazalarının yol açtığı acı ve sıkıntıların yanı sıra işçi, işveren, işletme ve ülke ekonomisine büyük maliyetleri bulunmaktadır. Ülkemizde iş kazaları önemli bir sorun olarak gündemdeki yerini halen korumaktadır. Ve dünyada her yıl yüz binlerce iş kazası oluşmakta ve bunun sonucunda binlerce ölüm ve yaralanma ile büyük maddi kayıplar meydana gelmektedir. Bu nedenle iş kazalarının oluşmasını önleyecek güvenlik önlemlerinin alınmasına her zaman öncelik verilmelidir.
İş kazalarındaki cezaî sorumluluk anlamında hapis cezasının öne çıkarılması ve kapsamının bilinmesi oldukça önemlidir. Bu konuda Radikal Gazetesi'nin 25.04.2013 tarihli nüshasında yer alan 'İş kazasında müdüre hapis cezası çıktı' başlıklı İsmail SAYMAZ haberi (http://www.radikal.com.tr/radikal...) çok dikkati çekmiştir. Bu habere göre, bir çimento fabrikasında geçen yıl iki işçinin ölümüyle sonuçlanan iş kazasında mahkeme şirketin genel müdürüne 2 yıl hapis cezası vermiş bulunuyor.
Şöyle ki '…. Çimento'da, geçen yıl çimento üretilen fırın içerisinde tuğla söküm ve yerleştirme işlemi yapılırken, tuğlaların çökmesi üzerine iki işçinin ölümü, birinin de yaralanmasıyla biten kazada örnek karar çıktı. Erzurum 1'inci Ağır Ceza Mahkemesi, emniyetli bir yol varken, söküm işleminin daha hızlı tamamlanması için hilti (delici) kullandıran, çökme ihtimaline karşılık ağ ve iskele kurdurmayan, tuğlalar yeterince soğumadan sökümü başlatan fabrikanın genel müdürüne 'taksirle adam öldürme' suçundan iki yıl hapis cezası verdi. Mahkeme, 'sanığın bir daha suç işlemeyeceğine dair yeterli kanaat oluşmadığı için' cezayı ertelemedi ve paraya çevirmedi.
Erzurum'un en büyük şirketlerinden biri olan ve beş fabrikası bulunan …… Çimento'da, geçen yıl 16 Şubat'ta üretim fabrikanın fırınlarından birinde yapılacak tuğla tamiratı için durduruldu. Her biri 7 kiloluk ve 20 santimetre kalınlığındaki tuğlalardan oluşan fırının içinde hasar gören taşların yenilenmesi gerekiyordu. Bu işlem 'hilti' adı verilen delici makineyle yapılıyordu. İşin yaklaşık bir hafta sürmesi bekleniyordu. 16 Şubat'ta, işçiler beşli ve altışarlı gruplar halinde fırına girip bu işi yapıyordu. İş güvenlik mühendisi ile iki işçi birlikte içeri girdi. Bir işçi zemini deliyor, diğeri ise eski tuğlaları alıp yenilerini koyuyordu. İş güvenlik mühendisi ise işe nezaret ediyordu. Hiltinin yol açtığı titreşimden ötürü tavandaki tuğlalar çöktü. Dört buçuk tonu bulan, henüz sıcaklığı geçmemiş 630 civarında tuğla, üç işçinin üzerine yığıldı. 22 yaşındaki işçi oracıkta, 31 yaşındaki iş güvenlik mühendisi ise hastanede öldü. Diğer işçi ise yaralandı. İş güvenlik mühendisinin eşinin şikâyetiyle genel müdür, işletme müdürü ve üretim şefi hakkında 'taksirle adam öldürmek'ten Erzurum 1. Ağır Ceza Mahkemesi'nde dava açıldı.
Yargılama sırasında mahkemece yapılan istek üzerine müfettiş atandı. İnceleme sonucu, söküm işleminin yıllardır hiltiyle yapıldığı, bunun da işin kısa sürede bitirilmesi için tercih edildiği tespit edildi. Oysa müfettişlere göre, daha güvenli yol, tuğlaları şişle vurarak, tek tek çıkarmaktı. Hiltiyle sökümde tavanın çökme ihtimali bulunduğu halde, 'tuğla parçalarına karşı üstte ağlar veya çelik çatılı iskeleler' kurulmamıştı. İşyerindeki talimatnamede bulunan, 'söküm yapılırken üstten gelebilecek parçalara karşı çalışma alanının üzerine muhafaza yapınız' kuralına da uyulmamıştı ve işyeri doktoru yoktu. İşçi sağlığı ve iş güvenliği eğitimleri kazadan sonra verilmişti. Müfettişe göre 366 işçinin çalıştığı fabrikadaki hukuka aykırılıklar teftiş yapılırken de sürüyordu. Genel müdür, döner fırından maktul iş güvenlik mühendisi'nin sorumlu olduğunu belirterek onu suçladı. Diğer iki sanık tedbirlerin alındığını ve önlenemeyecek bir kaza olduğunu savundu. Mahkeme, 2 Nisan 2013'te, genel müdür hakkında, 'taksirle adam öldürme' iddiasıyla 2 yıl hapis cezası verdi. Cezanın paraya çevrilmesi veya ertelenmesi talebini de, 'suçun işlenmesinden ve sanığın bir daha suç işlemeyeceğine dair yeterli kanaat oluşmadığı için' reddetti. Diğer iki sanığa ise birer yıl sekiz ay hapis cezası verdi, bunlar paraya çevrildi. Fabrika avukatının, iş güvenlik mühendisinin vücudunda yanık izlerinin bulunduğunu ifade ederek, 'Fırın yeterince soğutulmadan, şirketin ekonomik menfaatleri doğrultusunda hızlı ve güvensiz çalışma yöntemleri uygulatılarak iki işçinin ölümüne ve bir işçinin yaralanmasına sebebiyet verilmiştir' dediği de haberde zikredilmiştir.
Bu mahkûmiyet kararı, büyük dönüşüm yılı (2013) olan bu yılda, önemli bir örnek oluşturacaktır.
Kaynak:http://yenisafak.com.tr/yazarlar/TahsinSinav/is-kazasinda-hapis-cezasi/37456