Kamuoyunda hukukî ve
ekonomik boyutlarıyla iş kazalarının
derinlemesine analizi bilinci henüz
yeterince gelişmiş değil.
Ancak 6331 sayılı İş Sağlığı ve
Güvenliği Yasası'nın uygulama
sürecinin böyle bir oluşum
sağlayacağını ve giderek
gelişeceğini umuyorum. Ve böylece de
iş kazalarının azalması hakkındaki
gayretler de ciddi sonuçlar vermeye
başlayacaktır. Unutulmamalıdır ki,
iş kazalarını önlemek, ödemekten
daha ucuz ve insancıl bir
davranıştır. Günümüzdeki bilimsel ve
teknolojik gelişmelerin sağladığı
imkânlar kullanılarak işyerlerindeki
tehlike ve risklerin giderilmesi,
sağlıklı ve güvenli işyerleri
oluşturularak iş kazalarının
önlenmesi mümkündür.
Bilindiği üzere, iş kazalarının yol
açtığı acı ve sıkıntıların yanı sıra
işçi, işveren, işletme ve ülke
ekonomisine büyük maliyetleri
bulunmaktadır. Ülkemizde iş kazaları
önemli bir sorun olarak gündemdeki
yerini halen korumaktadır. Ve
dünyada her yıl yüz binlerce iş
kazası oluşmakta ve bunun sonucunda
binlerce ölüm ve yaralanma ile büyük
maddi kayıplar meydana gelmektedir.
Bu nedenle iş kazalarının oluşmasını
önleyecek güvenlik önlemlerinin
alınmasına her zaman öncelik
verilmelidir.
İş kazalarındaki cezaî sorumluluk
anlamında hapis cezasının öne
çıkarılması ve kapsamının bilinmesi
oldukça önemlidir. Bu konuda Radikal
Gazetesi'nin 25.04.2013 tarihli
nüshasında yer alan 'İş kazasında
müdüre hapis cezası çıktı' başlıklı
İsmail SAYMAZ haberi
(http://www.radikal.com.tr/radikal...)
çok dikkati çekmiştir. Bu habere
göre, bir çimento fabrikasında geçen
yıl iki işçinin ölümüyle sonuçlanan
iş kazasında mahkeme şirketin genel
müdürüne 2 yıl hapis cezası vermiş
bulunuyor.
Şöyle ki '…. Çimento'da, geçen yıl
çimento üretilen fırın içerisinde
tuğla söküm ve yerleştirme işlemi
yapılırken, tuğlaların çökmesi
üzerine iki işçinin ölümü, birinin
de yaralanmasıyla biten kazada örnek
karar çıktı. Erzurum 1'inci Ağır
Ceza Mahkemesi, emniyetli bir yol
varken, söküm işleminin daha hızlı
tamamlanması için hilti (delici)
kullandıran, çökme ihtimaline
karşılık ağ ve iskele kurdurmayan,
tuğlalar yeterince soğumadan sökümü
başlatan fabrikanın genel müdürüne
'taksirle adam öldürme' suçundan iki
yıl hapis cezası verdi. Mahkeme,
'sanığın bir daha suç işlemeyeceğine
dair yeterli kanaat oluşmadığı için'
cezayı ertelemedi ve paraya
çevirmedi.
Erzurum'un en büyük şirketlerinden
biri olan ve beş fabrikası bulunan
…… Çimento'da, geçen yıl 16 Şubat'ta
üretim fabrikanın fırınlarından
birinde yapılacak tuğla tamiratı
için durduruldu. Her biri 7 kiloluk
ve 20 santimetre kalınlığındaki
tuğlalardan oluşan fırının içinde
hasar gören taşların yenilenmesi
gerekiyordu. Bu işlem 'hilti' adı
verilen delici makineyle
yapılıyordu. İşin yaklaşık bir hafta
sürmesi bekleniyordu. 16 Şubat'ta,
işçiler beşli ve altışarlı gruplar
halinde fırına girip bu işi
yapıyordu. İş güvenlik mühendisi ile
iki işçi birlikte içeri girdi. Bir
işçi zemini deliyor, diğeri ise eski
tuğlaları alıp yenilerini koyuyordu.
İş güvenlik mühendisi ise işe
nezaret ediyordu. Hiltinin yol
açtığı titreşimden ötürü tavandaki
tuğlalar çöktü. Dört buçuk tonu
bulan, henüz sıcaklığı geçmemiş 630
civarında tuğla, üç işçinin üzerine
yığıldı. 22 yaşındaki işçi oracıkta,
31 yaşındaki iş güvenlik mühendisi
ise hastanede öldü. Diğer işçi ise
yaralandı. İş güvenlik mühendisinin
eşinin şikâyetiyle genel müdür,
işletme müdürü ve üretim şefi
hakkında 'taksirle adam öldürmek'ten
Erzurum 1. Ağır Ceza Mahkemesi'nde
dava açıldı.
Yargılama sırasında mahkemece
yapılan istek üzerine müfettiş
atandı. İnceleme sonucu, söküm
işleminin yıllardır hiltiyle
yapıldığı, bunun da işin kısa sürede
bitirilmesi için tercih edildiği
tespit edildi. Oysa müfettişlere
göre, daha güvenli yol, tuğlaları
şişle vurarak, tek tek çıkarmaktı.
Hiltiyle sökümde tavanın çökme
ihtimali bulunduğu halde, 'tuğla
parçalarına karşı üstte ağlar veya
çelik çatılı iskeleler'
kurulmamıştı. İşyerindeki
talimatnamede bulunan, 'söküm
yapılırken üstten gelebilecek
parçalara karşı çalışma alanının
üzerine muhafaza yapınız' kuralına
da uyulmamıştı ve işyeri doktoru
yoktu. İşçi sağlığı ve iş güvenliği
eğitimleri kazadan sonra verilmişti.
Müfettişe göre 366 işçinin çalıştığı
fabrikadaki hukuka aykırılıklar
teftiş yapılırken de sürüyordu.
Genel müdür, döner fırından maktul
iş güvenlik mühendisi'nin sorumlu
olduğunu belirterek onu suçladı.
Diğer iki sanık tedbirlerin
alındığını ve önlenemeyecek bir kaza
olduğunu savundu. Mahkeme, 2 Nisan
2013'te, genel müdür hakkında,
'taksirle adam öldürme' iddiasıyla 2
yıl hapis cezası verdi. Cezanın
paraya çevrilmesi veya ertelenmesi
talebini de, 'suçun işlenmesinden ve
sanığın bir daha suç işlemeyeceğine
dair yeterli kanaat oluşmadığı için'
reddetti. Diğer iki sanığa ise birer
yıl sekiz ay hapis cezası verdi,
bunlar paraya çevrildi. Fabrika
avukatının, iş güvenlik mühendisinin
vücudunda yanık izlerinin
bulunduğunu ifade ederek, 'Fırın
yeterince soğutulmadan, şirketin
ekonomik menfaatleri doğrultusunda
hızlı ve güvensiz çalışma yöntemleri
uygulatılarak iki işçinin ölümüne ve
bir işçinin yaralanmasına sebebiyet
verilmiştir' dediği de haberde
zikredilmiştir.
Bu mahkûmiyet kararı, büyük dönüşüm
yılı (2013) olan bu yılda, önemli
bir örnek oluşturacaktır.
Kaynak:http://yenisafak.com.tr/yazarlar/TahsinSinav/is-kazasinda-hapis-cezasi/37456